Konya'da doktor Ekrem Karakaya, görevi başında başka bir hastanede görevli güvenlik görevlisi tarafından silahla öldürülmüştü. Doktorların olaydan sonra görev bırakmasıyla ilgili Konya'da görevli bir imam, cuma hutbesinde "Sen vardın hastaneden boş döndün, iğne yapılacak, oğlun ölecek elinde. Doktor da dedi ki, 'Git bugün grevdeyim.' Öldürmez misin, dövmez misin, sövmez misin? Buna fırsat vermeyelim" demiş ve büyük tepki toplamıştı.

Söz konusu sözler sonrası Konya Valiliği, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı ile Diyanet İşleri Bakanlığından açıklama gelmiş ve imamla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtilmişti.

"ŞÜPHE DUYARSAK BİZ DEVREYE GİRERİZ"

Söz konusu imamın açıklamalarıyla ilgili olarak Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile konuştu.

Altaylı'nın “Bu çok açık bir şekilde toplumda kin ve düşmanlığı tahrik suçu. Toplumun bir kesimini hedef gösterme suçu. Müfettişe değil, savcılığa şikayet etmek gerekmez mi? Bakanlığınızın müdahil olması gerekmez mi?” diye sorusunu yönelttiği Bakan Koca şunları ifade etti:

“Fatih Bey, Konya’da şehit edilen doktor kardeşimiz bir kahraman. 8 çocuklu, fakir bir ailenin evladı. Bin bir zorlukla yetiştirilmiş bir hekim. Ailesini ziyaret ettim. Hekime yönelik şiddetin acısını en derin şekilde yaşıyoruz, görüyoruz. Bu konularda en ufak bir şüpheniz olmasın. Dediğim gibi ben soruşturmanın açığa alınarak sürdürülmesinden yanayım. Savcılığa Bakanlık olarak suç duyurusunda bulunma konusunu gidişata göre değerlendireceğim. Yani gereğinin yapıldığı konusunda şüphe duyarsak biz devreye gireriz.”

"HEKİM HATASINDA KASIT YOKSA BAKANLIK ÜSTLENECEK"

Ayrıca, hekimlerin kendilerini ihmal edilmiş, terk edilmiş, umursanmaz hissedildiği yönündeki soruyla ilgili Bakan Koca şöyle konuştu:

“Tam aksine. Bakın mesela malpractice davaları vardı. Sağlık sistemimizdeki başarıyı, hekimlerin tedavi başarısını engelleyecek duruma gelmişti. Bunu Batı ülkelerindeki gibi doktorların kendilerini sigorta ettirerek çözmeleri gerektiğini söyleyenler oldu. Biz bunu devlet olarak üstlendik. Hekimlerin üzerindeki baskıyı kaldırmak için gerekli çalışmaları yaptık. Kasıt olmadıkça hekime rücu edilmemeyi sağladık. Bir tazminat var ise bunu devlet ödeyecek ve hekime gidilmeyecek. Kasıtı da mahkeme kararına bağladık. Mahkeme ‘Kasıt vardır’ demedikçe kasıt yoktur şeklinde yönetmelik yaptık. Kurul karar vermeyecek. Ancak mahkeme kasıt ya da görevi kötüye kullanma vardır derse kurul devreye girecek ve kastın ağırlığına kusur durumuna kurul karar verecek.”