Cumhurbaşkanı Erdoğan itiraz süreciyle ilgili konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Seçim itirazlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Öncelikle şunu ifade etmemiz lazım, olayın seçim süreci bitti. Şimdi olayın mahkeme süreci var. Bu mahkeme sürecinde bu işin 3 basamağı var. İlçe, il seçim kurulları ve YSK.
YSK, bu mahkeme sürecinin adeta patronudur. Nihai karar oradan çıkacaktır. Bazen bakıyorum, ağzı olan konuşuyor. Yaşamamışlar, belirli kariyeri olan da konuşuyor. Ben damdan düşerek geldim. İstanbul'da tercihli oyla seçim yapıldığı zaman İstanbul'un ilçe ve il seçim kurullarından milletvekili seçilmiştim. YSK'ya müracaat sonrası alındı. Nihai olduğu için yapılacak bir şey yoktu. Sonra İBB Başkanı oldum.
Bu süreçte ilçe seçim kurullarında yapılanlar yapılıyor. Partiler de itiraz sürecini çalıştırıyor. Bir üstü il seçim kurulları.
İlde (İl Seçim Kurulu) alınan neticeler bizim yaptığımız çalışmalarla örtüşmüyorsa, bizim için nihai merci, Yüksek Seçim Kuruludur. Ondan sonra da Yüksek Seçim Kuruluna müracaat etme hakkımız var. Bu bir hakkın gasbı değildir.
Şu anda da İstanbul'da yapılan Yalaova'da Ankara ve diğer birçok ilde yapılan budur. Muhalefet birçok şey söylüyor. Türkiye genelinde 30 büyükşehirin 15 tanesini aldık. MHP bir tanesini aldı. Cumhur İttifakı olarak bizim aldığımız oy yüzde 53.3, buraya gelmiş vaziyetteyiz. Bunu tüm milletimin bilmesi lazım.
İçişlerimize karışmak isteyen ABD'nin bunu bilmesi, Avrupa'nın bunu bilmesi lazım. Türkiye dünyada ülkelerden bir ülke değildir. Herkes haddini bilecek. Türkiye'de katılımıyla, şu anda yüzde 82-83'e varan bir katılımın olduğu, bir demokrasi dersi tüm dünyaya verilmiştir. Bunlar böyle bir demokrasi mücadelesini veriyorlar mı? Vermiyorlar.
İllerde ise 51 ilin 24 tanesini biz 10 tanesini MHP almış. Burada da Cumhur İttifakı fark atıyor.
Bunların bir ders alması lazım. Hala ders çıkarmıyorlar. AK Parti olarak 754 belediyeyi sadece biz aldık. İstanbul'un 39 belediyesi var. Bu 39 belediyenin 25 tanesini İstanbul'da Cumhur İttifakı-AK Parti aldık. Burada bir defa bir ders var. İBB Meclisi'ne gelelim. Şu haliyle bile İBB Meclisi'nin kahir ekseriyeti AK Parti-Cumhur İttifakı'na aittir. Muhaliflerden daha fazla meclis üyesine sahibiz.
Ankara'da durum daha da farklı. 107 tane bize ait 39 tane dörtlü mekanizmaya ait olan var. Fark orada daha fazla açılmış vaziyette. Çalışmanı yaparken alınacak kararlar bunlar nereden geçecek bunların onayı? Bu komisyonlarda sen istediğin gibi başkanım diyip kurabilir misin? Önce işi bilin bilmeden konuşmayın. Her şeyden önce bir belediye başkanının kendi meclisinde sırtını dayayacağı çoğunluğu yoksa komiyonu istediği gibi kuramaz, bütçeyi istediği gibi çıkaramaz. Bizim şu anda tek beklentimiz, telaşa gerek yok. Atılması gereken adım şu, cumhurbaşkanlığımın yanında anayasanın tanıdığı bir imkan daha var. Yeni yönetim sisteminde yeni mekanizmada iki görevimi yürütmek durumundayım. Bunları yönetirken bir şeye özellikle dikkat edeceğim.
Bir Anıtkabir olayı yaşandı. Beyfendi İstanbul'dan çıkıp gidiyor. Mazbatanı almadığın halde Anıtkabir'in protokol işleminden haberi yok. Onlar da yanlış kılavuzluk yapıyor. Böyle bir şeyi yazma hakkın yok. Bu yaptığı protokol usulü açısından yanlıştır. Hiçbir zaman bizler oradaki usule erkana aykırı hareket etmemişizdir. Ne oldu? Milli Savunma Bakanlığı defteri oradan çekti, aldı.
İtiraz süresi devam ediyor. İl seçim kurumlarına itirazlar yapılıyor. Oradan da itiraz sonucu alınır alınmaz... Bakıyorsunuz bazı yerlerde onlarca yüzlerce arkadaşlarımızı bazı yerlerde çalıştırıyoruz. Ha ilde de alınan neticeler örtüşmüyorsa bizim gideceğimiz yer YSK'dır. Bu bir hakkın gasbı değildir. Size gönül veren seçmenlerin gönlünü huzurlu hale getirmek için partim çalışmasını sürdürecektir. Farklı illerde yapılanlar da budur.
